Görünen Köyün Kılavuzu

4 Mart 2018 Pazar

Kendi Üzerine Vazife


Ne acıdır ki; hayatlarının onları getirdiği bu küçük, aşınmaz ve artık geri dönüşü mümkün olmayan; şu an ya da şimdi dediğimiz zaman dilimine kadar kendi olmayı başaramamış insanlara kendi olma şansı tanındığında dahi o kişiler bu şansı ellerinin tersiyle; belki bilerek, isteyerek belki tamamen bilinçsizce ama sanki tüm bu kararı uzun akıl savaşları sonucu almış gibi dev bir istikrarla, olmaları gereken kendilerinden çok çok uzağa, ulaşamayacakları ve kimsenin de ulaşamayacağı hatta ulaşmasını istemiyormuşçasına uzağa itmeleri beni her seferinde daha da şaşırtıyor, bir şekilde kendi oluşumu yıkamayacak olsa da sarsma gayreti göstererek kendi olamayışlarını bana yaklaştırma çabalarını garip bir hazla ilginç buluyor fakat beni teğet geçip gideceğini bilsem dahi bir şekilde az ya da çok olduğu fark etmeksizin beni yıpratması karşısında aynı hazza erişemeden çaresizce, yıpratamasa bile vereceği zararı düşünerek aynı çaresizliğe ek olarak bir de bilinçsizce derinden yaralanıyordum ki ben bunun bilincine vardığım çoğu zamanlarda bile bunun üstesinden gelebilmek adına kendimi yıpranmış, yıpratılmış daha da kötüsü yıpratmış bulabiliyordum.

Kendim kalmaya karar verdiğim ve bunu kendime olan özsaygımla sürdürdüğüm o kısacık zaman aralığında anladım ki bu insanlara verilebilecek en büyük ceza, onlara kendileri kalma konusunda hiç karışmamak; onlar için en büyük ıstırap kendileri olmakken bunu değiştirecek en ufak sözü dahi etmeyi kendimde bir gereklilik, daha da ötesi bir hak olarak görmemek, değişmez bir kendi oluş ile çekecekleri acı aklıma geldiğinde onları değiştirebilecek bir atılım yapma konusunda kendimi sorumlu hissettiğim zamanlar olsa da, kendi oluşumdaki gerekliliği bozmaya gayretleri aklıma geldiğinde bu fikirden kendimce hızla çekilmiş bulunmak bugüne kadar kendim için yaptığım en akıllıca hareketlerin başında geliyordu.

Onlar, kendileri, başkalarının onca gayretlerine karşın kendi kalarak, bir değişik inanç sistemi ve akıl almaz bir vicdan muhakemesi ile kurdukları dünyalarında en büyük günahı yaşamaktaydılar, onlardan uzakta, olabildiğimce, kendim olmayı ve kalmayı korudum ve benim gibi kendi kalabilmişlere naçizane fikrimdir ki sizlerde hangi şart altında olursa olsun ne yapıp ederek kendiniz olun ve öyle olmaya, öyle kalmaya devam edin ama kati surette onlar için oldukları kendi görüntülerini farklılaştıracak, değiştirecek ya da bozacak bir girişimde bulunmayın, bunun için kendi oluşunuzdan herhangi küçük ölçekte olursa olsun bir ödün vermeyin, bir kelime olsun daha da ötesi bir harf olsun hatta aşırıya kaçırmak hususunda geri durmayarak alıp vermek meşguliyetini unuttuğunuz soluğunuzdan tek nefes dahi olsun tüketmeyin çünkü onlar bu kendi oluşlarında sizi, daha evvelinde olduğu gibi bilinçli ya da bilinçsiz olarak bir şekilde yıkmanın, tüketmenin yolunu aramış ve bunu bile isteye ya da tam tersi olsa da bir şekilde denemiş kişilerdi. Ben, tüm bunları kendimden biliyorum, kendimi biliyorum; kendi üzerime vazife.

M' Caner ÖZÇELİK